SAFRAN (zaferan)

Since 2010

GÜBRELEME TEKNİKLERİ

Tarımsal üretimin artırılması için, toprak işlenmeli, ekilmeli, sulanmalı, hastalık ve zararlılarla mücadele edilmelidir. Bütün bu işlemlerin yanı sıra bitkiyi besleyici, üretimi artırıcı çarelere de başvurmak gereklidir.
Bitkiler de insanlar ve hayvanlar gibi gelişmeleri için beslenmek zorundadırlar. Bitkiler besinlerinin büyük bir kısmını topraktan kökleriyle alırlar. Toprakta, yetiştirilen bitkilerin ihtiyacını karşılayacak miktarda besin maddesi yoksa, toprağa bitki besin maddeleri verilmesi gerekir. Toprağa besin maddeleri verilmezse, bir süre sonra besin maddelerinin eksilmesi nedeniyle üretim azalır. Yeterli ve kaliteli ürün alabilmek için bitkinin beslenmesi gerekir. Bitkisel üretimde, amaçlanan verimin ve kalitenin sağlanabilmesi için organik ve inorganik kaynaklardan yararlanılır.
Bitkilerin gelişimini artırmak, ürün miktarlarını çoğaltmak ve niteliklerini iyileştirmek amacı ile toprağa ve bitkiye uygulanan, içerisinde bir veya birkaç bitki besin maddesini bir arada bulunduran bileşiklere gübre denir.
Bitkisel üretimde amaçlanan verim ve kaliteye ulaşmak için içerisinde bir veya birden fazla bitki besin maddesi bulunan organik veya inorganik bileşiklerin toprağa veya doğrudan doğruya bitkiye verilmesine gübreleme denir. Toprakları bitki besin maddelerince zenginleştirmek ve toprakların fiziksel ve biyolojik özelliklerini düzeltmek suretiyle, yetiştirilecek bitkiye daha iyi bir gelişme ortamı sağlamak gübrelemenin başlıca iki amacını oluşturur.
Tarım alanlarının arttırılmasının artık mümkün olmaması, nüfusun artarak ihtiyaçlarının çeşitlenmesi sebebiyle, birim alandan daha fazla ürün alınmasını sağlayacak tedbirlerin yaygın olarak alınması gereklidir. Bu tedbirlerin başında gübrelerin yaygın ve doğru kullanılması gelmektedir. Çünkü tarımsal ürün maliyetleri içerisinde %10-15 paya sahip olan gübreler, ürün verimlerini tek başlarına %50'den daha fazla artırabilmektedirler.
Bu nedenle, toprakta mevcut olan besin elementleri her zaman bitkinin ihtiyacını karşılayacak düzeyde olmadığından tarım topraklarımızın eksik olan besin elementlerince zenginleştirilmesi zorunlu olmaktadır.
Doğru gübreleme için çevre ve toprak şartları iyi bilinmelidir. Etkili bir gübre kullanımı ve gübrelemeden beklenen yararı sağlamak için toprakların bitki besin elementleri miktarı doğru olarak saptanmalıdır. Önerilen gübrelerin doğru zamanda, doğru şekilde ve miktarda verilmesi sağlanmalıdır. Bu şekilde hem ürün artışı ve hem bol kazanç elde edilecek hem de çevreye zarar verilmemiş olacaktır.
Dengeli ve yeterli gübreleme de en az masrafla en fazla verimi elde etmek esastır. Temel hedef toprak analizlerine dayalı bir gübreleme programının yapılmasıdır. Gübrenin az veya fazla verilmesinin pek yararı olmayacağının da bilinmesi gerekir. En uygun gübre çeşidine ve miktarına karar verebilmek için, mutlaka ekip-dikilecek alandan usulüne uygun olarak toprak örneği alınmalı ve analiz yaptırılmalıdır. Yetiştirilecek bitkiye en uygun gübrenin cins ve miktarlarını tespit eden laboratuvarlar toprak analizi yoluyla raporlar hazırlayarak çiftçiye yardımcı olurlar. Laboratuvarlarda toprak örnekleri kimyasal yollarla analiz edilir. Toprak içerisindeki yarayışlı bitki besin maddeleri belirlenerek, eksikliği görülen besin maddelerini sağlayacak olan gübreler bir rapor halinde düzenlenerek çiftçiye ulaştırılır. Böylece bir taraftan bitkide toksik etki yapacak ve çevre kirliliğine yol açabilecek kadar aşırı gübre kullanımının önüne geçilir, diğer taraftan da bitkinin ihtiyacı kadar bitki besin maddesi verilerek daha çok ve kaliteli ürün elde edilmesi sağlanır.
Bunun için yapılması gereken tek şey, kurallara uygun olarak alınan toprak örneğinin, bu amaç için kurulmuş laboratuvarlara ulaştırılmasıdır. Ayrıca benzer şekilde bitki analizlerine göre de gübre tavsiyesi de yapılabilmektedir.
DENGELİ VE EKONOMİK GÜBRE KULLANIMINA ETKİ EDEN ETMENLER
Toprağa uygulanacak gübrenin miktar ve uygulama biçimi ile çok yakından ilgili olan dengeli ve ekonomik gübre kullanımı üzerinde çeşitli etmenler etki yapar. Bunları Bitki Etmenleri, İklim Etmenleri, Toprak Etmenleri ve İnsan Faktörü olarak belirleyebiliriz.
1-Bitki Etmenleri:
Bitkilerin, aynı şartlarda besin maddeleri ihtiyaçları birbirinden farklı olduğu gibi, bunların kök özellikleriyle ilgili olarak toprak ve gübredeki besin maddelerinden faydalanmaları bakımından da aralarında önemli farklar vardır. Örneğin; Aynı şartlarda yüzlek köklü bitkilerin gübre ihtiyaçları, derin köklü olan ve toprağın derin tabakalarındaki besin maddelerinden faydalanmak gücünde bulunan bitkilerden farklı ve daha fazladır.
Öte yandan, baklagil bitkileri diğer bitkilerden farklı olarak, azotlu gübrelemeye pek ihtiyaç göstermezler, buna karşılık Potasyumlu, Fosforlu ve çoğunlukla Kalsiyumlu gübrelerle gübrelenmeyi isterler. Çünkü toprak şartlarının uygun olduğu hallerde, baklagil bitkileri atmosferden önemli ölçüde Azot alarak Azot ihtiyaçlarını karşılarlar.
Genellikle kök bitkileri de yetiştirildikleri toprağın tipine göre değişmekle beraber, Azotlu gübrelerden daha çok Fosforlu ve Potasyumlu gübrelere ihtiyaç gösterirler. Sebze bitkilerinin ise genellikle Fosfor ihtiyaçları fazladır. Bunlara karşılık, şeker pancarı, patates, tütün, domates, pamuk ve ayçiçeği gibi bitkilerin Potasyum ihtiyaçları çok fazla, tahılların ise azdır.
Çeşitli bitkilerin ahır gübresine olan ihtiyaçlarına gelince; Bu bakımdan da bitkiler farklılık gösterirler. Bunun için münevebede ahır gübresinin bundan en iyi şekilde yararlanacak bitkiye verilmesi doğru olur. Ahır gübresinden en çok yaralanacak bitkiler ise toprakta besin maddeleri miktarınınuygun bir durumda bulkunmasını, toprak strüktürünün iyi olmasını isteyen aynı zamanda gelişim süreleri uzun olan bitkilerdir. Bilindiği gibi, ahır gübresinin besin maddeleri sabit değildir. Bununla beraber, genelde toprağa N,P ve K kazandırmaktadır. Özellikle şeker pancarı, patates, lahana mısır ve yağlı tohumlu bitkiler ahır gübresinden iyi faydalanırlar. Buna karşılık baklagiller ve tahıllar, bu bitkilerle mukayesede, ahır gübresinden daha az faydalanmaktadır.
Dikkat edilecek bir başka hususda besin maddelerinin bitki bünyesindeki karşılıklı etkileridir. Fazla kireç uygulaması Fosfor ve Bor alımını azaltmaktadır. Alınabilir Fosfor miktarının gereğinden fazla verilmesi Çinko, Demir, Bakır ve Molibden noksanlığına neden olmaktadır. Azot fazlalığı da Çinko noksanlğının ortaya çıkmasını sağlamaktadır. Fazla miktarda Çinko uygulaması ise Demir klorozuna sebep olmaktadır. Bitkide yeteri kadar Demir bulunduğu halde Demir, fonksiyonunu yapamaz.
Yüzey toprağının uygun miktarlarda gübrelenmesi ve toprağın iyi işlenmesi bitki köklerinin derine doğru gelişmesini teşvik eder. Bitki besin maddelerinin verimsiz topraklarda berirli katmanlarda yığılması, köklerin bu kesimde gelişmesine olanak hazırlar. Bitki köklerinin gübrelenmiş bant yada sıra içerisinde gelişmesi ve yayılması kök hücreleri içerisinde Azot ve Fosfor yoğunluğunun artması ile ilgili olup, bu durum hücre bölünmesini ve sonuçta uzamayı hızlandırır.
Bitkiler gereksinim duydukları besin maddelerini köklerinin aktif şekilde geliştiği toprak kesiminden alırlar. O nedenle kök etki alanına olabildiğince yakın uygulanan gübrelerden bitkiler daha fazla yarar sağlamakta ve gelişmeleri daha iyi olmaktadır.
2-İklim Etmenleri :
İklimden söz edildiğinde öncelikle akla sıcaklık ve yağış gelir. Gerçekten bu iki etmen, ekstrem düzeylerde bulunduğunda, öteki etmenler uygun düzeyde olsa bile bitkilerin gübrelerden yararlanması büyük ölçüde azalır.
Toprak sıcaklığı kök gelişmesi üzerine önemli etki yapar. Alt toprağın sıcaklığı özellikle ilkbaharda erken kök gelişmesi üzerine etkilidir. İyi drene olan bir alt toprak, su kapsamı yüksek olan toprağa göre daha çabuk ısınır. Öte yandan özdeş miktarlarda su kapsayan killi toprakların ısı kapasiteleri de kumlu toprakların ısı kapasitelerinden oldukça yüksektir. İlkbaharda alt topraklar yüzey topraklara göre daha geç ısınır. Sonbaharda soğuma işi ise karşıt yönde gelişir.
Kök gelişmesi üzerine genellikle belli bir düzeye değin toprak sıcaklığı olumlu etki yapmakta ve optimum düzey aşıldıktan sonra toprak sıcaklığının etkisi olumsuz yönde olmaktadır.
Bitkilerde kök gelişmesi üzerine en uygun toprak sıcaklığı genellikle 15-200C arasında değişmektedir. Kimi bitkilerde, örneğin ayrıkta, kök gelişimi için en uygun toprak sıcaklığı 320C, narenciyelerde 350C ve buğdayda ise 160C’dir.
Havaların soğuk gitmesi durumunda toprakta Fosfor yeteri kadar bulunsa bile genç bitkiler Fosfordan yararlanamazlar. Bu durum kök gelişmesinin olumsuz yönde etkilenmesi, köklerde metabolik aktivitenin düşmesi ve toprağa verilen gübrenin çözünürlüğünün azalmasıyla açıklanmıştır. Bu konuda yapılan çeşitli araştırma sonuçları sıcaklığın düşük olduğu yörelerde, suda çözünebilir Fosfor kapsamı yüksek olan gübrelerin kullanılmasının daha yararlı olduğunu göstermiştir. Fosforlu gübrelerin tohuma yakın bir yere banda verilmesinin bir nedeni de soğukların sürdüğü mevsim başında genç bitkinin çözünebilir haldeki Fosfordan yararlanmasını sağlamak içindir.
Yağış etmeni ile ilgili olarak çeşitli gübrelerin etkilerinin bilinmesi gübrelemenin başarılı olması için büyük önem taşır. Örneğin Fosforlu gübreler bitkide kök gelişmesini arttırdıkları gibi olgunluğu da çabuklaştırırlar. Bunun için fazla yağış alan bölgelerde Fosforlu gübrelerin kullanılmaları bitkilerde olgunluğu çabuklaştırarak ürün miktarı üzerinde olumlu etki yapar. Buna karşın Azotlu gübreler, özellikle fazla kullanıldıklarında, bitkinin toprak üstü organlarının güçlü bir şekilde gelişmesine, olgunluğun gecikmesine ve aynı zamanda bitkilerin hastalıklara karşı duyarlı olmalarına yol açar. O nedenle fazla yağış alan serin iklim bölgelerinde kullanılacak Azotlu gübre belli bir düzeyde tutmak ve toprakta diğer besin maddelerinin noksan bulunduğu durumlarda, fazla miktarda Azotlu gübrelerin kullanılmasından kaçınmak gerekir.
Kurak ve yarı kurak bölgelerde gübrelerin, mevsimin büyük bir bölümünde toprakta suyun fazlaca bulunduğu derinliğe verilmesi çoğunlukla en doğru yoldur. Genellikle bitki besin maddellerinin daha derine verilmesi ile özellikle nemli topraklarda mevsimin büyük bir döneminde bitkilerin bu besin maddelerinden daha fazla yararlandıkları saptanmıştır. Toprağın çok kuru olması durumunda gübrenin derine verilmesinin ya da gömülmesinin bir yararı olmamaktadır.
Toprağa uygulanan kimyasal gübrelerden en yüksek düzeyde yararın sağlanmasında yağış miktarının da önemi büyüktür. Yağış miktarı arttıkça, özellikle Sonbaharda uygulanan gübrelerden kayıp büyük olmaktadır. Her ne kadar Fosforlu gübreler için bu durum önemli bir sorun değilse de organik maddece yoksul kumlu topraklarda Potasyumlu gübreler için önemli bir sorundur. Kolay yıkanmalları nedeniyle özellikle Azotlu gübrelerin yağışlı yörelerde kullanılmalarında özen ve dikkat gösterilmelidir.
3-Toprak Etmenleri:
Dengeli ve ekonomik gübre kullanımında toprakların fiziksel, kimyasal ve biyolojik özelliklerinin bilinmesi büyük önem taşır. İnce ve kaba tekstürlü topraklarla, sıkıştırılmış veya çok gevşek topraklara ve çok kuru yada yaş topraklara uygulanan gübrelerden beklenilen sonuçların alınması olanaklı değildir. O nedenle gübrelemeden doyurucu sonuç alınabilmesi için, öteki etmenler yanında toprağın fiziksel özelliklerinin de bilinmesi ve uygulamanın buna göre yapılması gerekir.
Toprakların kimyasal özellikleriyle yapılacak gübreleme arasında da yakın bir ilişki vardır. Değişik iklim koşullarında, ayrımlı ana materyallerden oluşmaları nedeniyle topraklar, kimyasal özellikleri yönünden büyük farklılıklar gösterirler. Örneğin, killi topraklar genelde yeterli düzeyde Potasyum içerirler. Buna karşı Azot, Fosfor ve Kalsiyum yönünden yoksuldurlar. Kumlu topraklar ise genellikle oluştukları ana materyaller nedeniyle Potasyumca yoksuldurlar. O nedenle böyle topraklarda nitelikli ve bol ürün alınabilmesi için Potasyumlu gübrelerin gübreleme programında yer alması zorunludur. Kumlu topraklarda besin maddelerinin yıkanması, ince tekstürlü topraklardan daha fazla olmaktadır. Bu topraklarda yıkanma durumu dikkate alınarak Azotlu gübrelerle, bazı hallerde Potasyumlu gübrelerin, bir defada değil de belirli aralıklarla verilmeleri gerekir. Kireç taşlarından oluşmuş topraklarda ise bitki gelişmesini sınırlandıran temel etmen çoğunlukla Azot, Fosfor ve Potasyum noksanlığıdır.
Toprağın reaksiyonu da gübrelemede dikkate alınmalıdır, toprak reaksiyonu ile besin maddesi alımı arasında bir ilişki vardır. Asit karakterli topraklar, bünyelerinde fazla miktarda serbest Demir, Aluminyum ve Mangan bulundururlar. Al bitkiler için toksik düzeyde bulunur. Bu topraklar Fosforu, Demir Fosfat ve Aluminyum Fosfat halinde fikse ederler. Alkali topraklarda ise Fosfor, Kalsiyum tarafıdan Trikalsiyum Fosfat halinde tutulur. Eğer toprağın kil fraksiyonu yüksek ve mikaca zenginse, bu durumda Fosforu fikse etme kabiliyeti yüksektir. Bu gibi topraklara verilen gübrelerin bir kısmı toprak tarafından tutulacağı için, verilecek gübre miktarının belirlenmesinde bu durumun da dikkate alınması gerekir.
Dengeli ve ekonomik gübreleme yönünden topraklara daha önceden uygulanan işlemler, toprakların çeşitli özellikleri kadar önem taşır. Gerçekten çeşitli özellikleri benzer olan topraklara aynı bitki için birbirinden farklı gübrelemenin uygulanmasının temel nedeni, topraklara uygulanan işlemlerin ayrımlı olmasıdır. Topraklara daha önceden uygulanan işlemler denilince yalnızca gübreleme ve münavebe değil aynı zamanda sulama, drenaj, toprak işleme yöntemi, toprak ve su muhafazası tekniği vb. hususlar akla gelmektedir.
Çeşitli özellikleri yönünden benzerlik gösteren yan yana iki tarladan birinde erozyonla toprak kaybını önleyecek önlemlerin alınmasına karşılık diğerinde yanlış uygulamalar sonucu yüzey toprağının önemli bir bölümünün erozyonla kayba uğradığını varsayalım. Bu durumda erozyona uğramış ve erozyona uğramamış tarla topraklarına uygulanması gerekli gübrelemenin birbirinden farklı olması ve erozyona uğramış tarla toprağına çok daha kuvvetli bir gübrelemenin yapılması gerekir.
Sürekli münavebenin uygulandığı durumlarda Azotlu gübreye gereksinim olup olmadığına ya da uygulanacak Azotlu gübre miktarına karar verilirken münavebede yer alan bitkilerle bunların münavebedeki sıralarına da bakılmasında yarar vardır. Örneğin münavebede baklagil bitkilerini mısır ya da buğday izliyorsa, bu durumda söz konusu bitkilerin Azot gereksinimlerinin önemli bir bölümünün havanın serbest Azotunu fikse eden baklagil bitkileri tarafından sağlanabileceği dikkate alınmalıdır. Bu arada münavebe sırasında bir bitkiye fazla miktarda gübre verilmiş ise bundan sonra gelecek bitkiye uygulanacak Fosforlu ve Potasyumlu gübre miktarlarında azaltma yapılması gerekebilir.
Gübreden en üst yararın sağlanmasında dikkate alınması gerekli bir önemli husus da gübrenin toprağa uygulama şekli ve gübrenin uygulama zamanıdır.
Gübrelerin koşullara en uygun şekilde uygulanması, sağlanacak yararı arttıran önemli bir etmendir. Çünkü tüm bitkiler için değişik koşullarda gübrelerin uygulanması için tek bir yöntemi önermek olanaksızdır. Gübrelerin uygulanma yöntemlerinin doğru olarak seçilmesi, gübrelerin etkinlik derecelerinin artmasına, fazla tuz konsantrasyonunun bitkide yapacağı zararın azalmasına neden olduğu gibi üreticiye kolaylık sağlaması ve zaman kazandırması yönünden de önem taşır.
Bununla birlikte, uygulanacak gübrenin sadece çeşidini ve miktarını bilmek yeterli olmayıp, bitkilerin verilen gübrelerden en iyi şekilde yararlanmalarını sağlamak için uygulama zamanının ve yönteminin de iyi bilinmesi gereklidir.
4- İnsan Etmeni:
Gübrelemede insan (çiftçi) faktörü de özellikle ülkemizde teknik faktörler kadar önemlidir. Ülkemizde son yıllarda analize dayalı gübreleme yavaş yavaş artmakta ise de çoğunluk hala babadan, dededen kalma alışkanlıklarına göre gübreleme yapmaktadırlar. Bunun en önemli sebepleri çiftçilerimizin eğitim seviyelerinin düşük olması, arazilerin oldukça parçalı olması, laboratuvarın, teknik hizmetlerin ve özellikle tarımsal yayımın yetersiz olmasıdır. Diğer taraftan ülkemizin ekonomik koşulları nedeniyle ürün-gübre fyatlarının dengesiz ve dinamik oluşu da bunu etkileyen önemli bir sebep olarak ortaya çıkmaktadır. Örneğin ekonomik krizlerin yaşandığı dönemlerde gübre fiyatlarındaki aşırı yükselişler gübre kullanımını önemli oranlarda düşürdüğü gibi, gübre fiyatlarının makul veya düşük olduğu yıllarda gübre kullanımının hayli arttığı görülür ki, hatta (çiftçi bazında) ihtiyaçtan daha fazla gübre tüketildiği görülmektedir.

GÜBRE UYGULAMA ZAMANI
Gübreleme zamanının seçiminde önemli olan, bitkiye ihtiyacı olduğu dönemde gerekli besin maddesini sağlamaktır. Gübrenin çok erken veya çok geç verilmesi halinde gübreden beklenen yarar büyük oranda azalmaktadır.
Gübre uygulama zamanı;
• İklim şartları
• Toprak şartları
• Bitki türü
• Kullanılacak gübre çeşidine göre değişmektedir. Buna göre;
İklim şartlarına göre gübreleme zamanı
Yağışlı ve nemli iklim koşullarında gübrelerin uygulama zamanı olabildiğince ekime yakın dönemde yapılmalıdır. Çünkü yağışlarla bitki besin maddelerinin yıkanma şeklinde kayıpları artmaktadır. Çok sıcak ve çok kurak koşullarda ise gübreden buharlaşma ve fiksasyonla kayıplar olabilecektir. Bu durum göz önüne alınarak gübreleme zamanı ayarlanmalıdır. Gübre verme zamanı konusunda üzerinde durulması gereken en önemli konulardan birisi tohumun çimlenmesi sırasında toprakta yeteri kadar bitkiye yarayışlı besin maddesi bulunduracak şekilde gübreleme zamanını ayarlamaktır. Aksi durumda gübrelemeden amaçlanan başarıya ulaşılamaz.
Toprak koşullarına göre gübreleme zamanı
Gübrelerin toprakta tutunmaları ve yarayışlılıklarının fazla olması için toprak koşullarıda iyi bilinmelidir. Hafif bünyeli kumlu topraklarda besin elementleri toprağa tutunamadıkları için uygulamadan sonra topraktan ya yıkanma yada buharlaşma yoluyla kaybolmaktadır. Hafif bünyeli topraklarda özellikle azotlu gübrelerin bölünerek uygulanması kayıpların azaltılması açısından uygundur. Kireçli ve hafif alkali topraklarda verilen fosfor fiksasyona uğramakta ve bitkinin yararlanamayacağı şekle dönüşmektedir. Bu nedenle fosforlu gübrenin ekimden hemen önce hatta ekimle birlikte uygulanması gerekmektedir.
Bitki çeşitlerine gore gübreleme zamanı
Sebzelerde ve yeni meyve bahçeleri tesis ederken kimyasal gübreler ekimle (dikimle) veya ekimden (dikimden) hemen sonra uygulanmalıdır. Meyve ağaçlarının gübreleme zamanı bölgenin iklimine göre değişmekle birlikte ılıman bölgelerde şubat-mart aylarında, kışı şiddetli geçen bölgelerde ise mart-nisan aylarında yapılmalıdır. O yılın ilk gübrelemesinde önerilen fosforlu ve potasyumlu gübrenin tamamı ve azotlu gübrenin yarısı verilmelidir. Azotun diğer yarısı 2-3 ay sonra sulamadan hemen önce tırmıkla toprağa hafifçe karıştırıldıktan sonra sulanmalıdır.
Gübre çeşitlerine gore gübreleme zamanı
Gübrenin uygulama zamanı gübre çeşidi dikkate alındığında iki faktöre göre değişmektedir.
1. Gübrenin organik ve inorganik formda olmasına göre,
2. Bitki besin elementinin çeşidine göre farklıdır.
Genel olarak organik gübrelerin (çiftlik gübresi, kompostlar vb.) sonbaharda toprağa uygulanmaları daha uygundur. Çünkü kış yağışları ile birlikte organik gübrenin toprağa nüfuz etmesi sağlanacaktır. Ancak son yıllarda oldukça fazla artış gösteren özellikle humik asitli sıvı veya katı organik gübreler, organomineraller ve toprak düzenleyiciler toprak ve bitki göz önüne alınarak uygun zamanda uygulanmalıdır. Yeşil gübre materyalleri ise çiçek açıp tohum bağlamadan toprağa karıştırılmalıdır. Ayrıca çiçek açıp tohum bağlamasa bile kendinden sonra gelecek bitkinin yetişme periyodunu ve suyunu kısıtlamamasına dikkat edilmelidir.
İnorganik yani kimyasal gübrelerdeki besin elementleri bitkinin alımına hazır durumdadır. Bu gübrelerin uygulanma zamanı verilecek bitki besin elementlerine göre değişiklik göstermektedir. Buna göre;
1- Azotlu Gübrelerin Verilme Zamanı:
Organik Tabiatlı Azotlu gübrelerde bulunan Azot, suda erir formda bulunmadığı için, etkilerini çabuk gösteremezler, bu nedenle bu gübreler genellikle ekimden önce toprağa verilirler. Buna karşın, Amonyumlu ve nitratlı gübreler suda kolay erir halde azot kapsadıklarından ve Nitrat iyonu toprak tarafından tutulmadığı için, etkilerini hemen gösterirler. Bu gübrelerde, azot kaybını önlemek için ekim zamanı veya ekimden sonra uygulanırlar. Vegetatif gelişme için gerekli olan azot, Nitrat halinde iken yağışlarla ve sulama sularıyla toprağı altına doğru hareket ederken, sızarak kayba uğrayacağı gibi, gaz halinda de uçarak kayba uğrar. Bu nedenlerden dolayı, Azotlu gübreler büyüme periyodu başında veya gelişmenin duraklamaya başladığı devrelerde, başlık gübre olarak verilir. Kışlık ekimde, Azotlu gübre olarak Amonyum veya Üre halinde Azot kapsayan gübreler, ilkbahar veya yazın ise, Nitrat halinde Azot kapsayan gübreler kullanılması daha iyi sonuç vermektedir.
2- Fosforlu Gübrelerin Verilme Zamanları:
Verilen gübrenin büyük bir kısmı, ilk on gün içinde, 1 mm.’lik alandaki bitki kökleriyle adsorbe edilirken, gelişmenin ileri devrelerinde, bitki kökleri 5 mm.’lik alandaki Fosfordan yararlanmaktadır. Bu nedenle, Fosforlu gübrelerin ekimden önce ya da ekim ile birlikte toprağa verilmesi, daha sonra toprak işlenerek derine gömülmesi uygun olur. Yanlız, Fosforlu gübrelerin verilme zamanlarında toprak reaksiyonuna dikkat edilmelidir. Fosforlu gübrelerden, Süperfosfat, toprak reaksiyonu dikkate alındığında, alkali reaksiyonlu topraklarla, ağır yapılı ve organik maddece fakir topraklara verilirken; Thomafosfat ile Dikalsiyumfosfat gübresinin, asit reaksiyonlu ve organik maddece zengin topraklara verilmesi daha uygun olmaktadır. Pratikte Fosforlu gübrelerin tamamı yazlık ve kışlık ekimlerde, ekimden veya dikimden önce veya ekim sırasında uygulanmaktadır. Yazlık ekim yapılacak bitkilere verilecek gübrelerin, ekim zamanına yakın toprağa verilmeleri daha uygun olmaktadır.
3- Potasyumlu Gübrelerin Verilme Zamanları:
Toprak kil kapsamınca zengin bir toprak ise, böyle topraklara Potasyumlu gübreler ekimden önce verilir. Kil kapsamı düşük topraklarda Potasyumun yıkanma tehlikesi fazla olacağı için, ekimden önce verilmezler. Bunun yanında, uygulanacak Potasyum miktarı fazla ise bir defada hepsi uygulanmaz, bir kısmı ekim zamanı, geriye kalan kısmı ise gelişmenin belirli bir döneminde uygulanır. Klora karşı hassas bitkilerde, Potasyumlu gübre olarak Potasyum Sülfat gübresi kullanılır.
4- Kireçleme Materyalinin Verilme Zamanı:
Toprak asitliğini gidermek amacıyla Kalsiyum verilecek ise, bu durumda, asit reaksiyonlu topraklara, ekimden en az 3-6 ay önce kireç uygulanır. Kireçin uygulanmasında toprağın tekstürü ile Kalsiyumlu gübrenin miktarı dikkate alınır. İnce yapılı topraklara, kireçleme materyali daha seyrek uygulanırken, kaba yapılı topraklara, kireçleme materyali daha sık uygulanır. Kireçleme materyali olarak en fazla CaO, Ca(OH)2, CaMg(CO3)2, CaCO3, CaSiO kullanılmaktadır.
5- Mikroelementli Gübrelerin Verilme Zamanları:
Toprakta mikroelement eksikliği analiz sonucu tesbit edilmiş ise bu topraklara mikroelementli gübreler de uygulanmalıdır. Demir, bakır, çinko, mangan, bor gibi elementler bitki tarafından daha az kullanıldığından mikroelementli gübreler olarak bilinmektedir. Ülkemizde en yaygın kullanılan ve bilinen mikroelementli gübreler çinkolu gübreler olup, genellikle fosforda olduğu gibi ekim öncesi veya ekim sırasında topraktan uygulanması tavsiye edilmektedir. Ancak bu gübreler yapraktan uygulama şrklinde de kullanılabilmektedirler.
GÜBRELERİN UYGULAMA YÖNTEMLERİ
Gübrelerden en iyi şekilde yararlanmak için uygulama zamanı kadar uygulama yöntemi de çok önemlidir. Gübreleme yöntemleri yüzeye serpme, banda(sıraya) uygulama, yapraktan uygulama ve sulama ile birlikte uygulama olarak sıralanabilir.
Yüzeye Serpme Yöntemi
Gübrenin elle veya gübre dağıtıcı aletlerle toprak yüzeyine serpilerek uygulanmasıdır. Özellikle azotlu gübreler yüzeye serpilerek uygulanmaktadır. Ekimden önce olduğu gibi ekimden sonra veya bitki geliştikten sonra da uygulanabilmektedir. Sık ekimi yapılan bitkilere kolay gübreleme sağladığından tercih edilmektedir. Çok geniş arazilerin kısa sürede ve pratik şekilde gübrelenmesinde kullanılır. Bu şekilde gübrenin uygulanması hem zaman hem de işçilikten tasarruf sağlamaktadır.

Banda Uygulama Yöntemi
Gübreler ekimden (dikimden) önce tohum veya fidenin 3-5 cm altına veya yanına, elle veya makinalarla uygulanır. Tahılların ve diğer tarla bitkilerinin mibzerle ekiminde tohumla birlikte gübre tohum yakınına verilmiş olur. Fosfor ve çinko gibi toprakta kolayca yarayışsız forma geçen elementler için banda uygulama en uygun yöntemdir. Köke en yakın bölgeye verildiğinden bitki kolayca alabilmektedir. Sıraya ekilen bitkilerde gübrelerin banda uygulaması önerilmektedir. Toprak yüzeyine göre alt kısmı daha nemli olacağından gübrenin yarayışlılığı artmaktadır. Gübre fiyatının yüksek olduğu ve daha az gübre kullanma zorunluluğu olduğunda banda uygulama en uygun yöntemdir.

Meyve ağaçlarında banda (taç izdüşümüne) uygulama yöntemi.
Meyve ağaçlarında banda uygulama taç izdüşümüne uygulama şeklinde yapılmaktadır. Özellikle fosfor, potasyum ve mikroelement gübrelerinin taç izdüşümüne, 15-20 cm açılan derinliğe uygulanması ve uygulandıktan sonra üzerinin toprakla kapatılması gereklidir.
Fosforlu ve gerekiyorsa potasyumlu gübre erken ilkbaharda ağaç tacının altına (izdüşüme) açılacak 15-20 cm genişlik ve 15-20 derinlikte daire şeklindeki hendeğe, verilerek üzeri toprakla doldurulur.
Yapraktan Uygulama Yöntemi
Kimyasal gübrelerin bitkiyi yakmayacak dozlarda suda eritilerek bitkinin üst aksamına ve özellikle yapraklara püskürtülerek uygulanmasıdır. Yapraktan beslenme ile bitkilerin tüm besin elementleri özellikle makroelement ihtiyaçlarının karşılanması mümkün değildir. Genellikle mikroelement içeren gübreler için uygun bir yöntemdir. Gübrelerin topraktan uygulanması değişik nedenlerden dolayı uygun olmayabilir. Örneğin toprakta kireç yada pH nın yüksek oluşu nedeniyle topraktan uygulanan mikroelement gübreleri etkisiz olmaktadır. Bu nedenle özellikle mikroelement eksikliklerinin etkili ve hızlı bir şekilde giderilmesi için en iyisi yapraktan uygulamadır. Yapraktan gübrelerin uygulanması özellikle meyve ağaçlarında yardımcı ve çabuk tedavi edici bir yöntemdir. Yapraktan gübrelerin uygulanmasında en önemli konu uygulama zamanıdır. Örneğin bitkilerin çiçeklenme döneminde veya meyve oluşumu sırasında yapraktan gübreleme yapılmamalıdır. Uygulanırsa çiçeklerin yanmasına ve tozlaşmanın engellenmesine neden olabilir. Sabah erken saatlerde yada akşam serinliğinde uygulama yapılmalıdır. Yaprakların alt ve üst yüzeyleri çok iyi ıslatılmalıdır.
Sulama İle Birlikte Uygulama (Fertigasyon) Yöntemi
Gübrenin sulama suyuna karıştırılarak sulama ile birlikte gübreleme yapılmasıdır. Zaman, işçilik ve yakıt tasarrufu bakımından çok uygun bir yöntemdir. Ancak suda kolay eriyebilen azotlu ve potasyumlu gübreler bu metotla verilebilir. Amonyum nitrat, Amonyum sülfat, Kalsiyum nitrat, üre, Amonyum fosfat, potasyum klorür, potasyum sülfat, diamonyum fosfat gibi gübreler su ile karıştırılarak verilebilir. Sulama suyuyla verilmeyecek bileşikler ise fosforik asit, susuz amonyak, amonyak eriyikleri, süperfosfat, jips, kireç ve bazı kompoze gübrelerdir. Fertigasyonda kullanılacak gübreler suda çökelme yapmamalı veya basınçlı sulama sistemleriyle uygulanacaksa tortu oluşturmamalıdır.
GÜBRELERİN DEPOLANMASI VE MUHAFAZASI
Genel olarak gübrelerden beklenen faydanın sağlanabilmesi için gübrelerin uygun şartlarda depolanması (bekletilmesi) ve içeriğinin muhafazası özel bir önem arz etmektedir.
Organik Gübrelerin Depolanması ve Muhafazası
Bu bölümde çiftlik gübresinin depolanması ve muhafazası anlatılacaktır. Ticari olarak piyasada bulunan organik gübreler, toprak düzenleyiciler, organominerallerin depolanması ve muhafazası kimyasal gübreler gibi değerlendirilmelidir.
Çiftlik gübresinden beklenen faydaların sağlanabilmesi için bunun belli bir süre bekletilmek suretiyle gerekli ayrışmanın yani olgunlaşmanın tamamlanması gerekir. İşletme şartlarına bağlı olarak ahır gübresi birkaç günden altı aya kadar bekletilebilir. Gübre bu bekleme süresinde belirli değişmelere uğrar. Ahır gübresinin olgunlaşması diğer bir deyimle fermantasyonu, gübrenin ayrışmaya uğramak suretiyle çürümesidir.
a- İçeride (ahırda) muhafaza
Gübrenin değeri bakımından ideal bir muhafaza şeklidir. Çünkü bu şekilde yeteri kadar yataklık kullanılmak şartıyla sıvı dışkı kaybı söz konusu olmadığı gibi ayrışma (İhtimar) tamamıyla havasız şartlarda cereyan etmektedir. Bu ise gübrede gerek organik madde ve gerekse azot kaybını minimum dereceye indirmektedir. Bu durumda yıkanma söz konusu olmadığından besin maddeleri kaybı olmamaktadır. Ancak bu şekilde muhafaza hayvan sağlığı ve dolaylı olarak insan sağlığına olumsuz etki etmektedir.
b- Dışarıda muhafaza
Ahırdan çıkarılan taze gübre ya gelişi güzel muhafaza edilir, yada toplu bir halde muntazam bir şekilde muhafaza edilir. Bunun için dışarıda muhafaza edilen hayvan gübrelerinin ihtimarı dağınık ihtimar ve toplu ihtimar olarak yapılır.
b1- Dağınık ihtimar;
Gübrenin gübrelikte veya avlunun herhangi bir yerinde gelişi güzel bir şekilde bekletilmesidir. Bu şekilde gübrenin ihtimarı homojen olamaz. Çünkü bu durumdaki gübre yığınlarının bazı kısımların ıslak ve sulu olmasına karşılık bazı kısımları gevşek ve kuru kalmaktadır. Bu nedenle gübre yığınının kuru kısımlarında aerobik, ıslak kısımlarında anaerobik ayrışma söz konusu olduğundan gübrede homojen bir olgunlaşma sağlanamaz.
b2- Toplu ihtimar;
Ahırdan çıkartılan taze gübrenin gübrelikte toplu ve muntazam bir şekilde muhafaza edilmesidir. Toplu ihtimar soğuk ve sıcak ihtimar olarak ikiye ayrılır.
b2-1 Soğuk ihtimar;
Ahırdan çıkarılan ve gübreliğe getirilen gübrenin ıslatılarak derhal sıkıştırılmasıdır. Bu şekilde gübrenin ihtimarı tamamıyla havasız şartlarda cereyan etmekte ve gübre yığınının ısısı çok fazla yükselmemektedir. Soğuk ihtimarda olgunlaşmanın başından sonuna kadar şartlar genellikle aynı olduğundan bu şartlarda yaşayabilen mikroorganizmaların faaliyeti aynı şekilde devam eder.
b2-2 Sıcak ihtimar;
Gübreliğe getirilen gübre önce yaklaşık olarak 80 cm’lik tabaka halinde hiç sıkıştırılmadan bırakılır. Böylace gübrenin ihtimarı havalı şartlarda cereyan edeceğinden, yığının ısısı hızla yükselir. Bu ısı yaz aylarında 24, kış aylarında 48 saatlik bir sürede 60-65 OC’yi bulmaktadır. Gübre yığınının ısısı bu dereceye yükseldiğinde gübre ıslatılıp iyice sıkıştırılır. Sıcak ihtimarda ilk önce yüksek ısıya dayanabilen ve aerob olan mikroorganizmalar kalmakta, diğerleri ölmektedir. Sonra gübrenin ıslatılıp sıkıştırılması ile bu mikroorganizmalarda yok olmakta, böylece gübrede hemen hemen hiç mikroorganizma kalmadığından, mikroorganizma faaliyeti sona ermektedir. Bu nedenle gübrede meydana gelen gerek organik madde ve gerekse mineral besin maddesi kaybı soğuk ihtimara oranla daha az olmaktadır.
Kimyasal Gübrelerin Depolanması ve Muhafazası
Kimyasal gübrelerin depolanması ve muhafazası Tarım ve Köyişleri Bakanlığının 2002/1 Sayılı “Kimyevi Gübrelerin Piyasa Denetimleri Hakkında Genelge” sinde aşağıda belirtildiği şekilde yapılmalıdır.
1- Kimyevi gübrelerin depolandığı yerlerde aşağıdaki şartlar aranır :
a) Kimyevi gübreleri toptan ve perakende satan dağıtıcıların depolarında taban zemini beton ve üzerinde ahşap ızgara olmalı ve kimyevi gübreler nemden korunmalıdır.
b) Depolar patlayıcı ve yanıcı maddelerin imal edildiği ve satıldığı yerlerden uzak olmalıdır.
c) Depo olarak kullanılan yerin üzeri yağış ve sıcağa karşı korunmuş olmalıdır.
d) Depo camları yığma yüksekliğinin üzerinde olmalı ve muntazam havalandırma sağlanmalıdır.
e) Depolarda yığın yüksekliği altta kalan ambalajlardaki gübrelerin fiziksel özelliklerini bozmayacak şekilde olmalıdır.
f) Bünyesinde % 28’den fazla amonyum nitrat ihtiva eden gübrelerin depolandığı yerlerde aşağıdaki ilave şartlar aranır :
1. Torbalı gübre yığın yüksekliği kiriş, saçak veya aydınlatma teçhizatından en az 1 m. Aşağıda olmalıdır. Ayrıca acil durumlarda yardım sağlanmasına yönelik olarak yığınların arasında en az 1 m lik geçiş mesafesi bulunmalıdır.
2. Bu tür gübreler gübre dışında her hangi bir madde ile beraber depolanmamalıdır. Bununla beraber kalsiyum amonyum nitrat ve kireç taşı gibi maddelerle bitişik depolanabilir.
3. Tahtadan metal veya plastikten yapılmış ızgaralar uygun dirençte iseler kullanımında sakınca yoktur.
4. Eğer aynı binada üre gübresinin de depolanması söz konusu ise, ürenin yangın anında veya herhangi bir anda amonyum nitrat bazlı gübrelerle ilişiği kesilmelidir.
5. Torbası hasar gören kimyevi gübreler yığından ayrılmalı gerekirse torbalanarak yığına dahil edilmelidir.
6. Yabancı maddeler karışan gübreler diğer gübrelerden ayrılmalıdır. Bu tür gübreler kullanıcılar bilgilendirilmek suretiyle tarımsal üretimde kullanılabilir. Ayrıca amonyum nitrat bazlı gübreler kanalizasyonlar veya su kanallarına karıştırılmamalıdır.
7. Depoda sigara içilmez levhalarının kolayca görülebilecek yerlere konulmalıdır.
8. Depoda görevli personel bu gübrelerin patlayıcılık özelikleri ile ilgili olarak bilgilendirilmeli ve depolarda mutlaka yangın söndürücü bulundurulmalıdır.
GÜBRE DAĞITMA MAKİNELERİ
Gübrelerin toprağa veya bitkiye uygulanmasını, dağıtımını sağlayan alet ve ekipmalardır. Organik gübre dağıtma makineleri ve suni (mineral) gübre dağıtma makineleri olmak üzere ikiye ayrılır.
A-Organik gübre dağıtma makineleri 1. Çiftlik gübresi dağıtma mak.
2. Yeşil gübre dağıtma mak.
3. Şerbet dağıtma makineleri
B-Suni (Mineral) gübre dağıtma makineleri 1- Santrifüjlü suni gübre dağıtma makineleri
2- Genel olarak tohum ekme (dikme) makineleri (mibzerler)
3- Genel olarak ilaçlama makineleri (pulverizatörler)
Burada sadece, gübrelemede kullandığımız, yurdumuzda imal edilen, santrifüjlü suni gübre dağıtma makineleri, bunların ayar ve bakımları anlatılmaya çalışılmıştır.

Santrifüj gübre dağıtma makinası Parçaları
1- Depo: Huni şeklinde olup, atılacak gübreyi taşır:
2- Karıştırıcı: Deponun alt kısmında topaklaşma veya köprü oluşturarak, akmayan gübreye akıcılık sağlar.
3- Fırlatıcı (Dağıtıcı) Kanatlar: Dağıtıcı disk üzerine yerleştirilmiş kanatlar olup, gübreyi uzağa veya yakına fırlatma görevi yapar. Fırlatma uzaklığı kanatların disk üzerindeki konumlarının değiştirilmesi ile ayarlanır.
4- Gübre Dağıtıcı Diskler: Dişli kutusundan sağladığı dönme hareketi ile gübreyi tarlaya saçar
5- Dişli (Şanzıman) Kutusu: Traktör kuyruk milinden gelen hareketi diske iletir.
6- Sürgülü Gübre Çıkış Deliği: Atılacak gübre miktarını ayarlamaya yarar.
Makinenin traktöre bağlanması: Önce traktördeki ayarsız alt bağlantı kolunu, sonra ayarlı kolu ve en son olarak üst bağlantı kolunu (orta kol) bağlayın. Aleti sökerken tam aksi sıra ile önce orta kol bağlantısını çıkarın.
Makinenin tarlaya götürülmesi: Traktörü bir dakika kadar çalıştırın. Aleti ana hidrolik kolu ile kaldırın. Yoldaki sarsıntılardan hidrolik sistemin zarar görmemesi için emniyet kilidini takın. Gergi zincirlerini gererek, yolda oynama ve salıntı yapmasına engel olun. Aleti tarlaya boş olarak götürün, gübreyi tarlada koyun.
Tarlada gübrelemeye başlamadan önce; traktör hidrolik kumanda kolunu pozisyon kontrol konumuna getirerek yükseklik ayarı yapın. Pozisyon kontrol konumunda, hidrolik kolu hafifçe oynattığınızda; alet yukarı kalkar, bir seviyede durur, kola tekrar hareket verirseniz, biraz daha kalkar tekrar durur, yani,çeki kontrolde olduğu gibi en üst noktaya kadar çıkmaz.
Disklerin yerden yükseklik ayarı: Disklerin yerden yüksekliği arttıkça, fırlatma genişliği artar, yani gübre daha geniş bir alana fırlatılır.

Fırlatma genişliği az Fırlatma genişliği fazla Disklerin yerden yükseklik ayarı O halde disklerin yerden yüksekliği ne kadar olmalıdır? Atılan gübrenin özelliğine göre 55-85 santimetre kadar olmalıdır. Ancak en doğrusu aletin bakım kullanma kılavuzu veya alet üzerine yapıştırılmış bir etiket varsa, bunların talimatlarına uyulmasıdır. Eğer böyle bir talimat yoksa, size şu tavsiyede bulabiliriz.

Toz gübrede kullanılan rüzgar perdesi Toz gübre kullanılıyorsa, gübrenin uçuşup başka yerlere gitmesini önlemek için, disk yüksekliğini yerden 55 santimetre de tutunuz, dağılmayı önlemek için rüzgar perdesi kullanınız gerekirse disk meyilini aşağıya doğru ayarlayınız.

Kristal, granüle gübrede ayar Kristal ve granüle gübrelerde ise, disk yüksekliğini, yerden 75 santimetre yukarıda olacak şekilde hidrolik kumanda kolu ile ayarlamak gerekecektir.
Dekara Atılacak Gübre Miktarı'nı ayarlayabilmek için, 540 devir/dakika kuyruk mili dönüşünde, hangi traktör ilerleme hızında, gübre çıkış deliğinin hangi açıklıkta olacağının bilinmesi lazımdır.
Bunun için; bugün her gübre atma makinesi üzerine yapıştırılarak verilen ayar tablolarından faydalanılır.
Sonraki sayfada örnek olarak verilen ayar tablosunda: Dağıtılacak gübre çeşidine göre traktör kuyruk milinin 540 devir/dakikasında, traktör ilerleme hızı ve gübre çıkış deliği açıklık değerleri verilmiştir.
Ayar Tablosu Kullanılan Gübre Traktör hızı km/saat Gübre çıkış deliği açıklık ayar konumlarında atılan gübre miktarları kg/da
3 5 7 9 11 13 16 19
4 1 10,6 37,9 74,4 100,2 126 145,5 138
Süperfosfat 6 0,66 7,2 25,3 49,6 66,8 84 96,9 91,8
Granüle 8 0,5 5,3 18,9 37,2 50,1 63 72,75 69
10 0,4 4,3 15,1 29,8 40 50,4 58,5 55,2
12 0,33 3,6 12,7 24,8 33,4 42 48,5 45,9
4 5,68 17,2 55,3 88,8 116 156,3 181,7 183
Amonyum 6 3,78 11,4 36,8 59,2 77,2 104,1 120,8 121,8
Sülfat 8 2,83 8,6 27,6 44,4 58 78,1 90,8 91,5
Kristal 10 2,27 6,9 22,1 35,5 46,4 62,6 72,7 73,1
12 1,89 5,7 18,4 29,6 38,6 52,1 60,5 60,9
NOT: Kuyruk mili n = 540 d/dak. Disk yüksekliği = 70 cm.
İş genişliği İ = 14,5 m.
Tablonun kullanılması: Bunu bir örnek gübreleme ile açıklayalım. Dönüme 15 kg süperfosfat (granüle) gübresi atılmak isteniyorsa, makinenin ayar değerleri aşağıda açıklanan şekilde bulunur.
* Tablonun orta bölümünden 15 kg/dekar değeri veya buna en yakın değer 15,1 değeri bulunur.
* 15,1 değerinin bulunduğu sütunun yukarısına çıkılarak en üst sırada gübre çıkış deliği açıklık ayar değeri “7” rakamı bulunur.
* 15,1 değerinin bulunduğu hizada sola doğru gidilerek en sol da bulunan sütundan da traktör ilerleme hızı 10 km/saat değeri bulunur.

Fiat 55-46,65-46 tip traktörlerin traktörmetresi Traktör el gazı oynatılarak yukarıda bir örneği verilen; Türk Fiat 55-46, 65-46 tip traktörün traktörmetresinde motor devri 1970 devir/dakika ya getirilir. Traktör kuyruk mili bu esnada 540 devir/dakika yapmaktadır.

Kullanılacak vites kademesinin bulunması * Daha önce bulunan 10 km/saatlik ilerleme hızını traktör kuyruk mili 540 devir/dakikada (motor 1970 devir/dakikada) dönerken traktörün kaçıncı vites kademesinde yapabileceği; ya traktörmetreden ya da bu örnekte olduğu gibi traktörmetre üzerinde okunamıyorsa aşağıda açıklanan hesaplama yöntemiyle bulunur.
* Bulduğunuz vites kademesinde çalışmaya başlayın.
Makine içine bir miktar gübre konularak kontrol edilir. Fazla atılmış ise gidiş hızı artırılır veya sürgü kapatılır, az atılmış ise hız azaltılır veya sürgü açılır.
Katlama Payı *Gübre fırlatma uzaklığına,
* Disklerin devir sayısına,
* Kanatçıkların konumuna,
* Disklerin yerden yüksekliğine,
* Disklerin meyiline,
* Gübrenin çeşidine,
* Tarla yüzeyine,
* Rüzgar olup-olmamasına göre değişmektedir.
Ayrıca gübre fırlatırken alete yakın olan kısımlara çok, uzak olan kısımlara az gübre fırlatılır. Halbuki istenilen husus, fırlatma uzaklığı içinde her yere eşit miktarda gübre fırlatılmasıdır. İşte bunu sağlamak için katlama denilen işlem yapılır. Katlama gidişte atılan gübrenin uç kısımlarına, dönüşte biraz, uç kısımlarına tekrar gübre düşecek şekilde yakından gelmekle sağlanmaktadır.

Katlama Gübreleme esnasında arkayı kontrol ederek atılan gübre miktarında azalma olup-olmadığı kontrol edilmelidir. Azalma varsa anlamı, depo içindeki gübrenin sıkışma, topaklaşma ve benzeri sebeplerden akışını azalttığı veya kaybettiğidir. Bunu engellemek için depo içindeki gübre karıştırılmalı ve karıştırıcının görevini yerine getirmesine yardımcı olunmalıdır.

Gübrelemede rüzgar siperliği kullanımı Eğimli arazide çalışma ve yan rüzgarlar dağılım düzgünlüğünü bozar. Rüzgarlı havalarda branda bezinden veya naylondan bir rüzgar siperi kullanılabilirse de bununla makinenin iş genişliği 3-5 m’ye düşer.
Kullanma ve Bakım
Kullanma: * Asılı tiplerde özellikle santrifüj dağıtıcılarda çalışma sırasında yükseklik değiştirilmemeli, traktörün ön seçme kolu pozisyon kontrolde olmalıdır.
* Engebeli yerlerde fazla hızlı çalışılmamalıdır.
* Katlamalar iyi yapılmalı, gerekirse işaret kullanılmalıdır.
* Ayar düzenleri sık sık kontrol edilmelidir.
* Santrifüj dağıtıcılarla rüzgarlı havalarda perde yoksa çalışılmamalıdır.
Bakım:
* Toz insanlar için olduğu kadar traktör ve makine içinde zararlıdır. Çalışmadan sonra traktör ve makine iyice temizlenmelidir.
* Aşınmış ve kırılmış parçalar değiştirilmelidir.
* Parlak olan yerlere koruyucu yağ sürülmeli ve yağlanmalıdır.
* Santrifüjlü gübre atma makinesinde dişli kutusu yağı kontrol edilip gerekirse SAE 90 numaralı yağdan katılmalıdır.
* Mafsalların temizliğine ve yağlanmasına dikkat edilmelidir.
Emniyet Kuralları
* Bazı gübre çeşitleri insan sağlığı için zararlıdır. Bunun için koruyucu maske takılması ve rüzgar yönüne dikkat edilmelidir.
* Kullanma kitabı çok dikkatlice okunmalı verilen bilgilere harfiyen uyulmalıdır.
* Kuyruk mili ve zincirler muhafazasız çalıştırılmamalıdır.
* Arıza veya herhangi bir sebeple durmada kuyruk mili derhal durdurulmalıdır.
* Destek tekeri ile ön aksa inen yük sınırlandırılmalıdır.
İyi Bir Mineral Gübre Dağıtıcıda Aranacak Özellikler
* Bütün gübre çeşitlerini (Toz, Kristal, Granül) dağıtabilmeli,
* Gübrenin özelliğine göre hassas olmalı,
* Üst kısmında bir tel ızgara bulunmalı (topaklanmış gübreler böylece ufalanır),
* Mafsallı şaftı emniyet kavramalı veya kesme pimli olmalı,
* Gübre dozu ayar skalası makinenin üzerine yapıştırılmış veya perçinlenmiş olmalı,
* Gübre sandığında, gübre köprü yapmamalı, bir karıştırıcısı olmalı,
* Rüzgara karşı da gübre dağıtabilecek durumda olmalı,
* Tarlanın düz ve engebeli oluşu dağıtmasına etki etmemeli,
* Gübre dozu ayarı basit ve emniyetli olmalı,
* Küçük miktardan (50 kg/ha) büyük miktarlara kadar (1200 kg/ha) gübreyi toprak şartları ve arazi türüne (iniş, bayır, donmuş toprak) bağlı kalmaksızın dağıtabilmeli,
* Bütün iş genişliği boyunca eşit gübre dağıtabilmeli,
* Deposu yeteri derecede büyük olmalı ve çok kısa zamanda doldurulabilmeli,
* Gübrenin yıpratıcı etkisine karşı sağlam olmalı,
* Temizlenmesi kolay olmalıdır.

TAŞRANIN ALTIN ÇİÇEĞİ ZAFERAN(SAFRAN)